Hipnoz Yunanca uyumak anlamına gelmekle birlikte hipnotize olmuş kişi bilinçsiz, tam bir uyku durumunda değildir. Bilinçli hipnoz esnasında birey terapistin söylediği her şeyi, aksi bir telkin verilmediği takdirde dışardan gelen diğer sesleri de duyar, kendi düşüncelerinin farkındadır ve transdan (hipnoz halinden) çıktıktan sonra da her şeyi hatırlar.

Hipnoterapi seansından sonra kişiler çoğunlukla rahatlama ve huzur duyduğunu ifade ederler. Hipnoz, deneyimlenmeden tam olarak ifade edilebilecek bir duygu değildir.

Hipnoz, zihnin doğal bir durumudur. Yaşamımızın birçok evresinde farkında olmadan hipnotik anlar yaşarız. Örneğin; bir yolculuk esansında varacağımız noktaya ulaştığımız anda geçen uzun bir süreye rağmen “yolculuğun kısa sürdüğünü hissetmek ve yol boyunca uyanık olmamıza karşın nasıl bir yoldan geçtiğimizi, yol boyunca neler olduğunu hatırlamamak” ya da televizyonda bir film seyrederken kendimizi ona kaptırıp, gerçek olmadığını bilmemize rağmen sahnelerden duygulanmamız ve o esnada odadaki konuşmaları veya bize sesleneni duymamamız gibi durumlar da hipnotik anlardır. Nasıl oluyor da gözlerimizin açık olmasına rağmen gördüklerimizi hatırlamıyoruz veya senaryo olduğunu bilmemize rağmen duygulanıyoruz? Çünkü o esnada zihnimiz başka bir şeye odaklanmış, kendi derinliklerimize dalmışsızdır.

Hipnoz herhangi bir alet, cihaz, ilaç ve benzeri kimyevi madde kullanılmadan uygulanır ve ne yaptığını bilen bir uzman tarafından uygulandığı sürece hiçbir zararı, yan etkisi olmayan, danışan ve terapistin, danışan yararına işbirliği içinde oldukları etkili bir yöntemdir.

Hipnoz, yıllarca gösteri ve müzikhol sahnelerinde, bir hipnozcunun sahneye aldığı seyircilere eğlence amaçlı uygulamalarıyla sınırlı kalmıştır. Bu gösterilerde kişiler bir oyunda gibi rol yapmaya veya bilinçsiz arzu ve korkularını iftira etmeye, komik durumlara düşürülmeye ikna edilmiştir.  Yine bazı filmlerde yer alan hipnotik durumla ilgisi olmayan bazı uygulamalar (hipnoz edip sonra hipnozdan çıkartamamak gibi) da insanlarda hipnoza karşı önyargıların gelişmesine neden olmuştur.

Artık günümüzde hipnoz yeniden değerlendirilmeye ve hak ettiği saygıyı kazanmaya, tıbbi, psikolojik ve kanuni takibat araştırmaları gibi birçok farklı alanda yararlı bir yer edinmeye başlamıştır.

Hipnoz, bilincin devre dışı bırakılması değil, zihnin bilinç ve bilinçaltı bölümlerinin iletişime geçmesi, tanışması ve güç birliği yaparak sorunları çözüp bütünleşmeye doğru yol almasıdır. Psikolojik sorunların çoğunluğu bilinç ile bilinçaltı arasındaki çatışmalar sonucu gelişir.  Çoğu danışanım kendisi için neyin doğru olduğunu ve ne yapması gerektiğini bilmesine rağmen bunu uygulayamadığından yakınır ve kendini sorunlarını çözmekten aciz hissederek destek talep eder. Destek alma ihtiyacından önce uzun bir süre kendi kendisiyle savaşmış, defalarca yenilgiye uğramış ve kendini iradesiz diye yargılamıştır. Carl Gustav Jung’un dediği gibi “Zihin içinde sakladığını, kendine ait olanı, içe doğru bakarak göremez, bunu görebilmesi için bu malzemenin yeniden dışarı çıkarılıp, objektif olarak incelenmesi gerekir.” Bu nedenle çoğu insan kendi kendine sorunlarını çözümleyebilmek için uğraşır ve sonunda kendini başarısız hisseder.

Bilinçli zihnimiz, düşünce üretir, analitik ve matematiksel işlemleri yapar, eleştirir, sorgular ve yargılar. Aynı zamanda öğrendiğimiz toplumsal kurallara ve sosyal davranış biçimlerine uymamız için bize baskı yapar.  Oysa düşünceler tek başına eyleme dönüşmez. Bir bilginin, düşüncenin eyleme, davranışa dönüşebilmesi için duyguya ihtiyaç vardır. Bilinç mantıklı olmak ve doğruyu bilmekle öğünürken bilmediği şey bilinçaltının gücüdür.(Bilinçaltının Gücü ve Özellikleri hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.) Henüz bilinç oluşmamışken, bilinçaltı mevcuttur ve bizimle, geçmişimizle, hatta atalarımızla ilgili birçok bilgi, anı, duyguyu korur. Bu nedenle sorunlarımızın oluşmasına neden olan uyuşmazlıkların çözümlenebilmesi için ise bilinçli zihin ve bilinçaltı arasında iletişim ve iş birliğinin kurularak uyumun sağlanması gerekir. İşte bu uyumun sağlanması için hipnoz mükemmel bir yöntemdir.

  • Hipnoz farklı bir varoluş ile kendiniz hakkında bilmediğiniz birçok şeyi öğrenmenin bir yoludur.
  • Hipnoz uyumak değil aksine uyanmaktır. O güne kadar farkında olmadığınız kendinize ait gerçeklere gözünüzü açmaktır.
  • Hipnoz içsel gerçeğinize yolculuk, öze dönüştür.
  • Hipnoz, potansiyelinizin farkına varmanız, öz kaynaklarınızı ve gücünüzü kendinizi değiştirmek, iyileştirmek ve geliştirmek için kullanmanızdır.
  • Hipnozla sorunların kaynağına hızlı bir şekilde inebilirsiniz.
  • Hipnoz insanlık tarihi kadar eski ve güvenilir bir yöntemdir.
  • Hipnoz tüm psikoterapilerin kaynağıdır. Diğer terapi yöntemleri geliştirilmeden önce hipnoz vardı. Terapi yöntemlerinin birçoğu hipnozdan esinlenmiştir.
  • Hipnoz alternatif tıp değil,  bilimsel bir yöntem, doğal bir şifa, huzur  ve başarı aracıdır.
  • Hipnoz sorunlarınızı diğer birçok yönteme oranla çok daha kısa sürede ve etkin çözümlemenizi sağlar.
  • Hipnoz sanılanın aksine davranışlarınızı “yönetmek” ya da kendi iradenize aykırı biçimde davranmanızı sağlamak amacı ile kullanılamaz.
  • Hipnoz isteklerinizi gerçekleştirmenize izin veren öz benliğinizi idrak etmenize ve doğal uyumunuzu engelleyen duygusal sınırlarınızı yok etmenizi sağlar.